Ana Kompleksin Dışındaki Yapılar:Üç Kilise
Ana kompleksin aşağısında ve kuzeyinde, nehrin kurumuş kıvrımıyla çevrilmiş yüksekçe zemin üzerinde üç kilise durur. Bu kiliseler, kompleksin içinde süregelen bütün yapılardan daha eskidir ve belki de manastırın ilk konumu burasıdır. Eski fotoğraflar, bunların etrafını khatchkar ve diğer abidelerle çevrili gösterir. Bunlardan hiçbiri kalmamıştır. Kiliseler, sırasıyla batıdan doğuya, Aziz Minas (Surb Minas), Aziz Kevork (Saint George - Surb Gevorg) kiliseleri ve Kral Aşot apeli olarak bilinir.
Bu iki kilise, tasarım bakımından hemen hemen aynıdır ve bayağı fabrika sürümüne benzer halleri vardır. Mimari açıdan, ikisi de dikdörtgen şeklinde "kubbeli hol" tipi kilisedir.
Aziz Minas kilisesinin yapım tarihi bilinmemektedir, ancak manastıra meyva bahçesinin bağışını kaydeden 986 tarihli bir yazıt vardır. Kubbe ve alnın çoğu, belki de bir depremden dolayı çökmüştür. Aziz Kevork kilisesi Aziz Minas kilisesinden biraz daha büyüktür. Yine, kubbe ve alnın büyük kısmı çökmüştür. Bir yazıt, onu, Ani'yi 989-1120 yılları arasında yöneten Kral Gagik'in yaptırdığını söyler ve yazıtın verdiği fikir, bu yapının Gagik'in ölümünden sonra tamamlandığıdır. İçi (belki de daha sonraki bir tarihte) boyanmıştır ve apsiste halen fresklerin izleri görünmektedir. Giriş, güney cephesindedir ve eski fotoğraflar girişin önünde duvarla çevrili bir avlu olduğu izlenimini verir.
Bir zamanlar, şapelin güneybatı köşesinde 977 tarihli, "Aşot T'agavor" (Kral Aşot) yazısını içeren büyük bir abide varmış. Bunun, 953-977 yılları arasında hükmetmiş Kral III. Aşot'un mezarı olduğu düşünülür. Doğu tarafındaki yüksek taş blok, belki de bir khatchkarın tabanıydı. Bu mezarın doğusunda, Aşot'un eşi Hosrovannuş'un olduğu düşünülen bir başka mezar varmış.
Kral Aşot'un mezarı en az 1920 yılına kadar yerindeydi. Bugünse, tek bir izi bulunmamaktadır. Bu mezarın simgesel ve tarihi önemi ve de tamamen ortadan kaldırılışı göz önünde bulundurulduğunda, kendinizi, bunun, Türk makamları tarafından yürütülen siyasi amaçlı bir yıkım olabileceğini düşünmekten alıkoyamazsınız.
Kuleler, kemeraltı yolundan da yüksek bir düzeye devam edermiş. İkisinin de doruğunda birer küçük kubbeli şapel varmış. Şapele ve kemeraltı yolundaki geçide çıkan merdivenlere ulaşımı, iki kulenin de dibindeki kapılar sağlarmış. Kulelerden birinin üzerindeki yazıt, 1102 yılına aittir, yani takı bir olasılıkla Bagratid devrinde inşa edilmiştir. Yapı, 1920'ye kadar iyi durumdayken, günümüze pek birşey kalmamıştır. |
|
ANASAYFA | MESAJ PANOSU | EMAIL | ENGLISH | |
Metin ve fotoğraflar ©2001 VirtualANI. Son güncelleme: 6 Şubat 2001. |